Glutatyon Tedavisi Nedir?
İnsanların yaşadıkları çağlar ihtiyaçların ve o çağda kendini gösteren rahatsızlıkların değişim göstermesine neden olmaktadır. Çünkü insanların beslenmesi de günlük olarak maruz kaldıkları olumsuz maddeler de çağa göre değişim göstermektedir. Glutatyon özellikle son yıllarda eksikliği ortaya çıkan antioksidanlardan biri olarak kabul edilmektedir. Pek çok uzman tarafından serbest radikallere karşı en iyi savunma sistemi, şeklinde tanımlanan glutatyon üretimi ise normal şartlar altında karaciğerde yeterli kadar yapılmaktadır. Fakat en başta bahsedilen çağ sıkıntıları ya da beslenme bozuklukları gibi nedenler yüzünden üretimler yeterli kadar yapılmamaktadır. Bu da otomatik olarak bağışıklık sisteminin güçsüz kalmasına, yaşlanma belirtilerinin oluşmasına hatta organların düşük performans üzerinden çalışarak yaşam kalitesinin azalmasına neden olmaktadır. Glutatyon nedir konusu aydınlandıktan sonra ise sıra bu antioksidanın eksikliğinin ne şekilde tedavi edildiğine gelmektedir.
Glutatyon Tedavisi Nasıl Yapılır?
Günümüzde hormon ya da antioksidan eksikliklerinde alternatif tedavi yöntemleri üzerinden hareket edilmektedir. Ancak her rahatsızlıkta olduğu gibi glutatyon eksikliği konusunda da erken müdahale işlerin kolaylaşmasını sağlamaktadır. Bundan kaynaklı olarak insanlara düzenli kontrol muayenelerini aksatmadan yaptırmaları gerektiği hatırlatılmaktadır. Erken zamanda keşfedilen eksiklik belirtilerinden çoğunlukla beslenme düzeni değiştirilmesi ile giderilebilmektedir. Çünkü pek çok gıdanın içerisinde glutatyon bulunmaktadır. Bu alanda bir başlık içerisinde bilgilendirme yapılacağı için diğer terapi ve tedavi yöntemlerine geçilmesi daha yerinde bir karar olacaktır. Glutatyon terapisinin doğrudan damardan alınması en çok tercih edilen ve hızlı sonuç veren tedavi yöntemlerindendir. Bunun yanı sıra yine detaylandırılacak olan ve ağızdan alınan tablet şeklinde bir tedavi biçimi de bulunmaktadır. Uzmanlar hastalarını muayene etmeleri neticesinde duruma göre onlar için en iyi olan tedavi yöntemini önererek yol haritası oluşturulmasını tavsiye etmektedir.
Glutatyon Tedavisinde Beslenme Nasıl Olmalıdır ?
Sağlıklı beslenme insanlara genetik ya da olağandışı çevresel faktörler olmadığı taktirde sağlıklı bir yaşam da getirmektedir. Bu neden yüzünden glutatyon terapisinde beslenme oldukça önem arz etmektedir. İnsanlar farkında olmadan yeşil ve kırmızı renkteki besin tüketimlerini düzenli hale getirerek hali hazırda uzman önerilerine uymaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki besinler doğal vitamin ve mineral kaynaklarıdır. Bundan kaynanan sebeplerden dolayı besinlerin bir kerelik tüketilmesi daimî bir vitamin – mineral desteği edinilmesini sağlamayacaktır. Olumlu neticelerin elde edilebilmesi için insanların sağlıklı beslenmeyi bir düzen haline getirmeleri şarttır. Ancak bu işte aşırılık da önerilmeyen etmenlerden biridir. Bir alt başlıkta sıralanacak olan gıdaların haftalık olarak dönüşümlü olarak tüketilmesi halinde bedenin ihtiyaç duyduğu destek temin edilecektir. Uzmanlar besin takviyelerine karşın kişilerin ek bir glutatyon ihtiyacı olduğuna karar vermeleri halinde zaten serumla ya da tabletle tedavilere destek olunmaktadır.
Glutatyon Hangi Besinlerden Alınır?
Glutatyon ismi pek çok bireye yabancı gelmektedir. Bu neden yüzünden kişiler glutatyon bulunan besinlere ağırlık vermelerini öğrendiklerinde tedirginlik yaşamaktadır. Çünkü bu tür antioksidanların nadir bulunan meyve ve sebzelerde yer aldığı zannedilmektedir. Oysaki glutatyon hangi besinlerde var araştırıldığında hemen herkesin erişim sağlayabileceği sonuçlar alınacağı görülecektir. Peki gerçekten bu antioksidanın en çok bulunduğu gıdalar nelerdir? Ülkemizde hemen her evde tüketilen ıspanak oldukça içi bir glutatyon kaynağıdır. Ancak tüketimler sırasında güzelce yıkanması gerekli olan ıspanak, yemek halinde sunulacaksa çok fazla pişirilmemelidir. Çünkü yeşillikler çok pişirildiklerinde içlerinde var olan vitamin değerleri düşmektedir. Son yıllarda tüketim oranları artan ve her marketten temin edilebilen avokado da güçlü glutatyon kaynaklarındandır glutatyon bulunduran besinler listesinde; kavun, brokoli, lahana, bamya, havuç, portakal, çilek ya da kavak gibi ürünler de vardır. Yapılan araştırmalar bu antioksidan için özellikle kuşkonmaz tüketilmesinin önerildiğini ortaya koymaktadır.
Glutatyon Faydaları Nelerdir?
Glutatyon yararları açısından en önemli ve en güçlü antioksidanlar içerisinde yer almaktadır. Öncelikle karaciğerin ürettiği bu antioksidan organların işlevsel olarak çalışmasını sağlamaktadır. Organların olması gerektiği gibi çalışması ise otomatik olarak bağışıklık sistemini artırıcı bir etken oluşturmaktadır. Üstelik ne azık ki sigara kullanım oranlarının yükselmesi ile birlikte pasif içicilik oranı da yükselmiştir. Glutatyon seviyesi yeterli olan bireylerin pasif içicilik karşısında da bedenlerini daha iyi korudukları ortaya çıkmaktadır. Glutatyon faydalarından biri de sedef hastalarında yapılan araştırmalar neticesinde ortaya çıkmıştır. Antioksidanın sedef hastalığının seyir hızını düşürdüğü kesinleştirilmiştir. Aynı şekilde kansere yakalanma riskini düşüren bu antioksidan ana kanser tedavisi sırasında da insanların bağışıklık sisteminin artmasını sağlamaktadır. Fakat bireylerin kullanımlardan önce mutlak suretle uzmanların önerilerini almaları lazımdır. Çünkü bazı hastalarda kullanımı uygun görülmeyen takviye beklenmeyen sonuçların görülmesine neden olabilmektedir.
Glutatyon Eksikliğinin Nedenleri Neledir ?
Glutatyon eksikliği neden olur konusu kişilerin farklı yanıtlar bulmasına neden olmaktadır. Ancak herhangi bir çevresel etmen bulunmadığı durumlarda eksikliğin genellikle yaştan kaynaklı olarak kendini gösterdiği ortaya çıkmaktadır. Çünkü karaciğer zaman içerisinde yorulmaya başladığı için antioksidan üretimleri vücudun ihtiyaçlarını karşılayamayacak düzeylere inmektedir. Bu bağlamda nedenler sağlıklı yaşam koşullarına uyulmama başlığı altında da toplanmaktadır. Günümüzde pek çok insan çalışma koşullarında cıva benzeri metallere maruz kalabilmektedir. Bunun yanı sıra glutatyon eksikliği nedenlerinden bir diğeri de sigara gibi zararlı maddelerin kullanımıdır. Tedavi için öncelikle eksikliğe neden olan etmenin ortadan kaldırılması gerektiğinden tespitlerin kişisel olarak yapılması büyük önem arz etmektedir.